İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG), Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un 1618 sayılı Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Kanununu değiştirmek için hazırladığı yasa tasarısı hakkında açıklama yaptı.
İSATAG Yönetim Kurulu Başkanı Aylin Kopan Özsavaş ve Yönetim Kurulu İkinci başkanı Cüneyt Tansu Demir imzasıyla yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği olarak, sektörümüzü şekillendirecek ve belki de gelecek 50 yılı etkileyecek olan Bakanlığımızın yeni hazırladığı yasa hakkındaki görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Turizm sektörünün çatı kuruluşu olan TÜRSAB, 1618 sayılı yasa ile kurulmuş tek sektör birliği olarak öne çıkmaktadır. Ancak, günümüz şartlarında yaşanan değişim ve dönüşüm, sektörde yeni ve zorunlu kılınan unsurları beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, yapılan değişikliklerde öncelikli olarak ülke turizminin etkin bir çatı örgütüne sahip olması ve bu çatı örgütün liderliğinde sektörü birleştirici etkisinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Turizm sektörü, sadece bireysel işletmelerin değil, aynı zamanda tüm sektör paydaşlarının koordineli bir şekilde çalışmasıyla daha etkili bir şekilde gelişebilir. Meslek birlikleri, bu koordinasyonu sağlama ve sektörü bir araya getirme konusunda kilit bir rol oynamaktadır.
Bir meslek birliğinin önemi, sektörde birlik ve dayanışma kültürünü oluşturarak sektördeki paydaşları bir araya getirmesiyle başlar. Bu birlik, sektördeki gelişmeleri takip eder, üyelerine rehberlik eder ve ortak sorunlara çözüm bulma noktasında liderlik yapar. TÜRSAB gibi bir çatı örgütü, ülke turizminin ulusal ve uluslararası düzeyde etkili bir şekilde temsil edilmesini sağlar.
Ülke turizmi açısından düşündüğümüzde, turizm sektörünün dış dünyaya etkisi ve ülke pazarlama rolleri göz önüne alınmalıdır. Bir meslek birliği, ülkenin turistik değerlerini etkili bir şekilde tanıtmakla kalmaz, diğer ülkelerin meslek birlikleri ile işbirliği yapar ve üyeleri için koordinasyon sağlar.
Ancak, TÜRSAB dışında incoming ve tur operatörü birliklerinin kurulması durumunda, yurtdışındaki birliklerle muhatap olacak kişi veya kuruluş belirsizdir. Örneğin, işbirliği için xyz ülkenin seyahat acentacılığı birliği ile iletişime geçilmesi gerektiğinde, bu konuda sorumluluğun kimde olacağı net değildir ve bu durum karışıklık yaratacaktır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ve sonuç kaostan öteye geçmeyecektir.
TÜRSAB’ı tekrar, sadece seyahat acentacılığı faaliyetlerine odaklanan ve tek amacı ülke turizmi ile seyahat acentacılığının gelişimine katkı sağlamak olan bir meslek birliği yapısına dönüştürmek, doğru bir hedef olacaktır.
Birliğe kayıt ettirilmenin ana nedeni, birliğe gelir sağlamak olan taşıma ve rent a car şirketlerinin artık birlik bünyesinden ayrılma zorunluluğu doğmuştur.
Hac ve Umre Acentaları, tatil ve turistik gezi amacı taşımayan seyahat hizmeti sunmaları sebebiyle ve yalnızca bu tür özel seyahatle ilgilenen acentaların daha fazla birliğe zorla kayıt ettirilmesinin anlamını bulunmamaktadır.
Ancak, diğer tüm seyahat acentalığı segmentlerin TÜRSAB çatısı altında kalmaya devam etmesi gerektiği görüşündeyiz. TÜRSAB’ın kurumsal kimliğinin ve kapsayıcı gücünün gelecek kuşaklara zarar görmeden aktarılması,
TÜRSAB’ın sicil ve denetim üzerindeki yetkilerinin korunması, seyahat acentalarının ve sektörün en saygın kurumu olan TÜRSAB’ın, Bakanlığımıza bağlı olmasına rağmen bir STK pozisyonunda yıllar içinde güzel bir denge yakalamış olması ve satış, pazarlama, ve tanıtımın temel bileşeni olan seyahat acentaları ile “yani daha açık ifade ile sektörün gerçek durumu hakkında neler olduğuna dair,” Bakanlığımız ile bir köprü vazifesi görmesi gerekmektedir.
Gerek demokrasi kültürümüz, gerekse turizm sektörünün hayata bakış açısı çerçevesinde, ülkemizin menfaatleri doğrultusunda; birliğimizin seyahat acentacılığı mesleğine odaklanmış, her türlü ticaretten uzaklaşmış, insan kaynaklarını verimli kullanan, israftan kaçan, reel standartlara uyarlanmış aidat bedeli, uluslararası paydaşları ile entegre olmuş ve seyahat acentacılığını bir meslek olarak kabul eden revize 1618 sayılı yasa ile güçlendirilmiş olması önem arz etmektedir.
Mevcut yönetimlerin başarısızlıkları ve yetersizlikleri üzerinden anlık değerlendirmelerle 51 yıllık kurumu işlevsizleştirmek, seçimlerin gücünü göz ardı etmektir.
Değişim ve dönüşüm, hayatın bir gerçeği olduğu gibi, kurumlar içinde geçerlidir. Seyahat acentalarını ayrıştırmak yerine birleştirici olmak ve ülke turizmi gereksinimlerine odaklanmak daha aydınlık günleri görmemiz açısından önemli bir adımı olacaktır.
Bu gerçeği, yeni yasa çalışmaları yapılırken unutulmaması diler, yeni yasanın ve değişimin sektörümüze ve ülkemize hayırlı olmasını dileriz.” (Turizm Güncel)
Muğla’ya havadan 9 milyon turist geldi