Antik dönemde zeytin ağacının kesilmesinin cezası ölüm idi. Çünkü zeytin hayatın ta kendiydi. Zeytin sıkılır yağından yaralar iyileştirilirdi. Meyvesi yenilir şifa bulunurdu.
Sıcak havalarda gölgesinde oturulur serinlik bulunurdu.Kuruyan dalları yakılıp insanlar ısınırdı. Zeytin hep kutsal bir meyveydi. Yağı karanlık gecelere ışık olurdu.
Olimpiyat sporlarını kazanan sporcuların başına zeytin dalından taçlar takılırdı.
İmparatorlar halk içine çıkarken zeytin dalından taç takardı. Yeni doğan çocuklar zeytinin yağıyla kutsanırdı.
Zeytinyağı için sıvı altın derlerdi.
Zeytin ekmeğe katık olurdu.
Kırgınlar, dargınlar barışmak için birbirine zeytin dalı uzatırlardı.
Zeytin dalı her zaman barışın sembolü oldu…Hiç bir zaman ne savaşın sembolü oldu, ne de zeytin ağaçlarının kesilmesine izin verdiler.
Oysa günümüz zihniyeti binlerce yıl önce yaşayan insanlardan daha geri.
Hiç bir değerli maden yüzlerce, binlerce yaşta olan o ağaçları yok etmeye değmez.
Homeros’un kulağına şöyle fısıldadı
zeytin ağacı:
Herkese aitim ve kimseye ait değilim.
Sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım.
Toprak, dersin, binlerce milyonlarca yıl
bize ürün vermek için evriliş derim.
Maden, enerji dersin, temiz enerji isterim.Sen bizi dinlemezsin
biz toprak anayı dinler, bolluk, bereket, zenginlik, Cennet’i buluruz onda
Thomas Jefferson dediği gibi
Zeytin ağacı Cennetin en zengin armağanıdır…Zeytin ağacının hikâyesi…
Yunan mitolojisine göre Zeus, kendisine en değerli hediyeyi verene kentin koruyuculuğunu verecektir ve bunun için bir yarışma düzenler. Denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus’a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir at armağan eder. Athena ise zeytin ağacını. Yarışma çetindir çünkü ikisi de Zeus’a dünyanın en güzel hediyesini vermek isterler. Kuşkusuz dünyanın en uzak diyarlarına gidebilecek ve yenilmez savaşçı bir at mükemmel bir hediyedir, ancak zeytin ağacı daha mükemmeldir.Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm tanrılar, tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kutsallığı karşısında donakalmışlardır.Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen Poseidon bile zeytin ağacından o kadar etkilenmiştir ki, aralarındaki çekişmeye rağmen zeytin ağacının üstünlüğünü kabul eder.Bunun üzerine, Athena zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon’a verir ve öylece aralarındaki düşmanlık zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olur. O günden sonra Athena’nın ismi Atina kentine verilir.Düşmana zeytin dalı uzatmak”
deyimi de neredeyse tüm dillere tam da bu mitten gelmiştir. Çünkü Zeytin ağacı, düşmanınızın dahi kıyamayacağı güzellikte ve kutsallıktadır….
Dünyada kesilmesi yasak olan başlıca iki ağaç, zeytin ve sakız ağaçlarıdır.Diplerine kimyasal dökülmediği müddetçe ya da dünyadan, doğadan ve çocuklarımızın güzel geleceklerinden nefret eden bir grup merhametsiz ve aç gözlü kesmediği müddetçe sonsuza kadar yaşarlar….
Zeytin, sonsuzluktur…
Mekanın Cennet Olsun Sultanım! Metin Erdem Yorumladı